16 YILIN TECRÜBESİ, İLK GÜNÜN HEYECANIYLA!

Türkiye’deki baskıcı rejimin inşasının henüz sürdüğü 10 Nisan 2008’de ülkedeki emek ve demokrasi mücadelesine omuz vermek, sarı sendikalar ile hükümetlerin arasında seçeneksiz bırakılmış kamu emekçisine bir mücadele alanı açmak, Cumhuriyet ve değerlerini savunmak için bir kale daha yaratmak amacıyla kurulan Birleşik Kamu-İş, bugün 16 yaşında genç bir delikanlı oldu.

Daha kurulma aşamasında emek mücadelesini tekeline aldığını sanan odakların burun kıvırdığı bu emek kalesi, 16 yıldır ona omuz verenlerin ortaya koyduğu biriken bir emekle bugün, ona can suyu verenlerin bile tahayyüllerinin ötesinde bir noktaya ulaştı.

İktidarın hoşuna gidecek rakamları açıklama enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in karşısına yıllardır gerçek açlık ve yoksulluk araştırmalarıyla çıktı.

Kamu emekçisinin hak mücadelesini kendi konfor alanını büyütmek için basamak olarak gören sarı sendikacıların gerçek yüzlerini ortaya çıkardı, kamu emekçisine umut oldu. İktidarın sendikalaşma hakkını dolaylı olarak gasp edip emekçiyi mecbur bırakmaya çalıştığı, yüksek üye sayısına sahip sarı sendikalar yerinde sayarken, Birleşik Kamu-İş emek mücadelesinin aslında nicelik değil nitelikle verildiğini, aslolanın emeğin onuru ve ilkeler olduğunu dosta düşmana gösterdi.

Birçok sözde emek örgütünün mayınlı arazi olarak gördüğü için yorum dahi yapmadığı ancak ülke geleceğini yakından ilgilendiren konularda her zaman emek, demokrasi, barış ve Cumhuriyet’ten yana duruşunu takındı; sözünün özgül ağırlığı arttı. Sadece emek düşmanlığına karşı değil gericileşmeyle, adaletsizliklerle, hak ve özgürlüklere dair kuşatmalarla da kavga ederek toplumsal muhalefetin önde unsurlarından biri haline geldi.

Şemsiyesinin altındaki sendikalar sayesinde Birleşik Kamu-İş bugün sağlıktan belediyeciliğe kadar kamu idaresinde yaşanacak her gelişme konusunda sözü merak edilen bir değere dönüştü.

Bu gurur verici gerçeklerin yanı sıra hem bizim hem de ülkenin daha çok yolu olduğu da elbette aşikar.

Ne yazık ki bugün ülkenin çalışan nüfusu her anlamda nefes alamaz halde.

Kurulduğumuz günden bu yana hem emek hem de emek mücadelesi alanlarında iktidarın baskıları arttı. Kamuda liyakat değil iktidara sadakat dönemi inşa edilirken özelde çalışanlar ise kar hırsına bürünmüş patronların insafına terk edildi. Hemen her işkolunda özlük hakları geriletildi, çalışma şartları kötüledi. Ülkenin hem üretimi hem de dışa bağımlı olmaması için kilit rol oynayan fabrikalar, özelleştirme adı altında peşkeş çekildi. Vatandaş bugün dolar endeksi takip eder gibi tuvalet kağıdındaki fiyat artışlarını takip eder duruma geldi.

Bugün çalışan nüfusun büyük oranı asgari ücret ve onun çok az üstündeki bir maaş bandına sıkıştırıldı, ülkenin yüzde 90’ı yüzde 10’u şatafat içinde yaşamaya devam edebilsin diye gündelik ihtiyaçlarını bile gideremeyecek bir yaşam sürmeye başladı.

Çalışma yaşamında taşeronlaştırma, güvencesiz istihdam, ücret ve hak gaspı gibi garabetler arttı.

Adaletten eğitime, sağlıktan kültürel yaşama kadar Türkiye her alanda geriletildi, sosyal devlet ilkesi rafa kaldırıldı.

Ancak bilinsin ki Birleşik Kamu-İş olarak biz, uzayıp giden bu kuşatma listesine baktığımızda karamsarlıkla değil azimle doluyoruz! Yapacak çok işimiz, verecek çok kavgamız, kurtarılacak bir ülkemiz var! Gençliğimiz var! Denizlerin dünyayı değiştirmek için yola koyulduğu yaştayız ve bunun hakkını verme konusunda katı bir kararlılığımız var.

31 Mart seçimlerinde halkın yerel yönetimler açısından Türkiye siyasi haritasını baştan aşağıya değiştirmesi hem umut olmuş hem de yeni dönemin mücadele odağının ekonomi ve haklar olduğunun işaretini vermiştir. Bu gerçekler üzerinden 16.yaşımızın ilk gününden itibaren mücadelemizi emek, insanlık onuruna yaraşır ücretlerle insani koşullarda çalışma hakkı, demokrasi, Cumhuriyet’in devrimleri üzerinden vermeye devam edeceğiz. Faturası emekçi halka kesilen ekonomik krizin nedenlerini ve çözümlerini her bir yurttaşa anlatana kadar yorulmayacağız. Hakikati anlatacak, umudu örgütleyecek ve direnci göstereceğiz!

Bu duygu ve düşüncelerle bugüne dek bize omuz veren tüm emekçileri selamlıyor, henüz saflarımıza katılmayan dostlarımıza ise “gün bugündür” diyoruz. Nice 16 yıllara!

YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU İŞ...

YAŞASIN HAKLI MÜCADELEMİZ...